İşitme kayıplı çocuklar için, kritik çağ 2-3 yaş
Yakın zamana kadar işitme kayıplı çocuklar sağır ve dilsiz olarak etiketlenir, toplum tarafından kendilerine ait bir dünyaya itilirlerdi. Oysaki gerekli müdahaleyle bu çocuklar yaşamın doğal akışında işiten ve işiterek doğal konuşan bireyler olabilirler.
Yapılan bilimsel araştırmalarda yeni doğan her bin bebekten ortalama 2 veya 3’ünün işitme kayıplı doğduğu ortaya çıkarıldı.
Ülkemizde her yıl 1 milyon 3 yüz bin bebek doğuyor ve bu araştırma gösteriyor ki bu bebeklerin ortalama 4 bin tanesi işitme kayıplı olarak dünyaya geliyor.
Geçirilen hastalıklar, kulak enfeksiyonları, kazalar ve kullanılan ilaçlar nedeniyle bu sayı çocukluk döneminde daha da artıyor. Bu bebekler 2008 yılından bu yana yasalarla zorunlu hale getirilmiş olan Yenidoğan İşitme Tarama Programı sayesinde tanılanıyor.
Yenidoğan İşitme Tarama Programı her işitme kayıplı yeni doğanın erken tanılanmasını sağlayan yasalarla zorunlu hale getirilmiş, 81 ilde toplam 153 tarama merkezinde yürütülebilen bir programdır.
Bu program sayesinde işitme kayıplı bebeklerin yüzde 95‘ine ulaşılabilmekte erken müdahale sağlanabilmektedir.
İşitme kaybıyla doğan ya da doğum sonrası dönemde işitme kaybı olan çocukların erken dönemde tespit edilmesi, uygun tedavi ve rehabilitasyon uygulamalarının yapılması amacıyla Sağlık Bakanlığı yürütülen bu programla işitme kaybı yaşayan çocukların sosyal, bilişsel ve dil gelişimleri olumsuz olarak etkilenmeden, en uyumlu şekilde topluma karışmalarının sağlanması, sağlık personeli ile toplumun bu konuda duyarlılığının ve bilinç düzeyinin artması amaçlanmaktadır. Programın hedefi doğumu takiben 6 ay içinde işitme kayıplı çocukların tespit edilmesi ve tedavilerinin başlatılmasının sağlanmasıdır.
YAŞ GEÇTİKÇE BAŞARI ŞANSI DÜŞER
Yapılan araştırmalar işitme kaybının saptanması bakımından en kritik dönemin “yeni doğan dönemi” olduğu yönündedir.
O yüzden doğumdan sonra, hastaneden taburcu olmadan önce bebeğe mutlaka işitme testi yaptırılmalıdır. Eğer doğum sağlık kuruluşunda gerçekleşmediyse doğumdan sonraki 3 gün içinde işitme taraması yaptırılmalıdır.
Eğer böyle bir tarama yapılmazsa bebek yaşına gelip ilk sözcüklerini söylemeye başlayana kadar işitme kaybı belli olmaz.
Yenidoğan döneminde işitme kaybını anlamak ebeveynlerin özel dikkatini gerektirir. Genellikle bu dönemde çocuklar çevrelerini görme ve dokunma duyularını kullanarak tanımaya çalıştıklarından iyi işitemeyen çocuklar kolaylıkla anlaşılamaz.
Bütün bebeklerle aynı tepkileri verirler onlar gibi güler onlar gibi ağlarlar. Bu da erken dönemde onların işitme sorunlarının gözden kaçmasına sebep olur.
İşitme kaybı müdahalesinde 2-3 yaş aralığı kaçırıldığında ise her şey yapılsa dahi başarı yüzde 40 oranında azalır.
Yenidoğan işitme taraması sonrası tanılanan bebeğe, ilk altı ayda cihaz verilir ve erken müdahale programına alınırsa akranlarıyla aynı dil ve konuşma becerisini yakalama şansına sahip olur.
Erken teşhis işitme kaybı olan çocukların konuşma ve dil becerilerinin gelişimi için kritik bir dönemde yani yaşamın ilk iki yılında ihtiyaç duydukları yardımı almalarını sağlar.
Bir çocuğun işitme kaybı ne kadar erken tespit edilirse, aile bu konuda ne kadar erken davranırsa çocuğun dili ve seçilecek iletişim yaklaşımı konusunda en iyi kararı verebilmek için gerekli bilgiyi toplamaya o kadar zamanımız olur. Yenidoğan işitme taramaları bu sürecin ilk başlangıç testleridir.
ERKEN TEŞHİS VE MÜDAHALE ÇOK ÖNEMLİ
Bebeğin işitme kaybı eğer tıbbi olarak düzeltilebilecekse kulak-burun-boğaza sevk edilir. Tıbbi destekle düzeltilemeyen vakalar, erken işitme cihazı/ koklear implant uygulamalarını da içeren erken müdahale programına alınırlar.
İşitme kaybı tespit edilmiş bir bebek mutlaka erken müdahale programının bir parçası olmalıdır.
İşitme probleminin üstesinden gelmede erken müdahale programı çok büyük önem taşır. İşitme kayıplı çocuklar özgürce ve aktif olarak öğrenme yapabilmelerine yardımcı olacak dil becerilerini bu programla geliştirebilirler.
ERKEN MÜDAHALE PROGRAMI NEDİR?
Erken Müdahale Programı, Odyomed’in 20 yılı aşkındır uyguladığı, bilimsel çalışmalarla uyumlu, erken işitme cihazı ve/veya koklear implantasyon uygulanmış çocukların daha iyi sonuçlara ulaştığını defalarca kez kanıtlamış bir programdır.
Erken müdahale sırasında kullanılan anne eğitimi ve iletişim modları zamanla dil becerilerini geliştirebilir.
Kalıcı işitme kaybı olan çocukların erken müdahale programına 6 aylıktan önce başlamaları ile 6 aydan sonra başlamaları arasında bile farklı sonuçlar ortaya çıkar. Erken müdahaleye aktif olarak dahil olan ailelerin, çocuklarıyla daha iyi iletişim kurma olasılıkları yüksektir.
ANNE VE BABALAR DİKKAT!
Bir kere tüm bebekler altı aylık olmadan mutlaka işitme taramasından geçirilmelidir.
İşitme kaybı çok ileriyse bile erken yaşta beynin sese uyarılması sağlanarak beynin işitsel gelişimi başlatılabilir.
Erken dönemde yapılan doğru tanı aileleri rahatlatır ve bebeğin erken dönemde akranlarını yakalamasını sağlar.
İlk izlemede başarısız olmuş bebeklerinin yaklaşık yüzde 20’si ailesi tarafından geri getirilmiyor.
Yani bu demek oluyor ki aileler bu konuda bilinçsiz.
Hastaneden taburcu olmadan önce ilk işitme taramanın ötesinde işitme taraması takiplerini zamanında yaptırmak ve ihmal etmemek ailenin sorumluluğundadır.
Bu bebeklerin kaderi sağır olmak değildir.
Doğru ve erken tanı ve tedavi yöntemleriyle onları hayatın akışına karıştırıp topluma faydalı bireyler olmalarını sağlayabiliriz.
Bizim şu anda mimar, mühendis, öğretmen olmuş, güzel aileler kurmuş yüzlerce mezunumuz var.
Anne ve babaların işitme kayıplı bir bebek sahibi olduklarından şüpheleri dahi varsa bizim ya da başka bir rehabilitasyon merkezinin kapısını çalsınlar.
YENİDOĞANDA İŞİTME KAYBINA SEBEP OLABİLECEK ETKENLER
- Doğumdaki kilosu 1600 gramdan düşük olma
- Yüz ve kulaklarının görüntüsünde farklılık,
- Doğumda sarılık ve kan değişimi uygulama,
- Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde beş günden fazla kalma,
- Damardan iğne ile antibiyotik alımı,
- Menenjit geçirmiş olma.