Siz Çocuğunuzu Duyuyorsunuz, Ama O Sizi Nasıl Duyuyor?

  • Tarih: 8 Kasım 2024

İşitme Kaybı

İşitme kaybı, çeşitli derecelerde işitme duyusunda veya işitme sinirinde meydana gelen bir kayıp türüdür. İşitme kaybı, türü ve derecesine göre bireyin sesleri işitmesini kısmen veya tamamen engelleyebilir

İşitsel girdi, bireylerin duyularıyla algıladığı ses ve müzik gibi işitsel uyarıcılardır. İşitme kayıplı çocuklar, çevresiyle etkileşimdeyken, etkileşim sırasında yer alan işitsel girdileri algılamakta güçlük yaşamaktadır. Yaşanan güçlükler çocukların gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir.

İşitme Kayıplı Çocuklarda Erken Müdahale

Erken müdahale kavramı genel olarak, 0-3 yaş dönemindeki özel gereksinimli çocuklara sunulan bireysel eğitim ve diğer destek hizmetlerini kapsamaktadır. Bu hizmetlerin etkili olabilmesi için, eğitimciler ve özel gereksinimli çocukların ebeveynlerinin iş birliği içinde çalışması gerekmektedir. İşitme kayıplı çocuklarda erken müdahale ise çocuklara 0-3 yaş döneminde işitsel girdi sağlanmasıdır. Erken dönemde sağlanan işitsel girdi çocukların gelişim alanlarını olumlu yönde desteklemektedir.

İşitme kayıplı çocukların işitme kaybının 6. aya kadar tanılanması, cihaz kullanmaya başlaması ve rehabilitasyon merkezinde eğitime başlayarak hem ailenin hem de çocuğun desteklenmesi amaçlanmaktadır.

Ülkemizde işitme kaybının erken dönemde tanılanmasına yönelik olarak yenidoğan işitme tarama programı 2005 yılından itibaren uygulanmaya başlanmıştır (Turan ve ark., 2019). Yaygınlaşan yenidoğanlarda işitme taramalarıyla işitme kaybı riskinin var olup olmadığı doğumdan sonra kısa bir zaman sonra yapılabilmektedir. İşitme taramalarının başarıya ulaşması müdahalelerin de zamanında yapılmasına imkân tanıyacaktır.

İşitme kayıplı çocukların erken müdahalesi, doğar doğmaz yapılan tarama testiyle başlar. En geç üç ay içinde işitme kaybı tanısı konmalı, altı ay içinde uygun işitme cihazına karar verilmelidir (Kılıç, 2020). Çocuğun işitme kaybı seviyesine göre işitme cihazı, ağır seviyede kaybı olan çocuklar için ise koklear implant seçilmelidir. Koklear implant 12. ay itibariyle yerleştirilmektedir. Bu teknolojilerin sürekli kullanımı sağlanmalı, cihaz bakımı yaptırılmalıdır. Cihazı kullanmaya başlamanın hemen ardından eğitim süreci başlamalı ve aileler uygun eğitim programlarına dahil edilmelidir. Bu adımlar, işitme kaybı olan çocukların gelişimi için kritik öneme sahiptir. Erken dönemde bu olanakları sağlamamak işitme kayıplı çocuğun gelişimini sekteye uğratabilmektedir. Çünkü cihazına uyum sağlayamamış çocuğun işitsel uyaranları alması, aldığı uyaranları beyninde işlemlemesi engellenecektir. Dolayısıyla beyin gelişiminin hızlı olduğu bu dönemde işitsel girdiyi sağlayamayan çocuğun gelişimi sekteye uğrayacaktır.

İşitme kayıplı çocuğun erken dönemde sesleri fark etmesi, ayırt etmesi ve tanımasıyla dil gelişiminin zemini oluşturulmaktadır. Yapılan araştırmalar erken tanı ile erken dönemde işitsel girdi alabilmiş işitme kayıplı çocukların akranlarına benzer dil edinimleri olduğunu göstermektedir. (Kılıç, 2020). İşitme kaybının dil gelişimi üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirmek amacıyla uygulanacak müdahaleler (cihazlandırma, eğitim, aile eğitimi) için erken müdahale oldukça önemlidir. İşitme kaybı tanısının geç konulması işitme kaybına yönelik müdahale sürecinin de gecikmesine neden olmaktadır.

İşitme Kaybının Dil Becerilerine Etkileri

İşitme kayıplı çocukların dil gelişimi de işiten akranlarında olduğu gibi kritik döneme sahiptir ve gelişim aşamalarının benzer sırayla gerçekleştiği bilinmektedir fakat işitsel girdideki sınırlılıklar işitme kayıplı çocuklarda dil gelişiminin işiten akranlarına göre daha yavaş gerçekleşmesine neden olmaktadır.

İşitme kaybı, 0-3 yaş arası çocukların dil becerileri üzerinde önemli etkilere sahiptir. Bu dönemde çocuklar, çevrelerinden aldıkları işitsel uyaranlarla dil öğrenirler; dolayısıyla, işitme kaybı olan çocuklar dil gelişiminde gecikmeler yaşamaktadır. İlk kelimelerin öğrenilmesi ve kullanılması, işitme kaybı nedeniyle zayıflamakta ve bu durum kelime dağarcıklarının sınırlı kalmasına yol açmaktadır. Sesleri doğru duyamadıkları için artikülasyon problemleri yaşayabilirler. Bu durum iletişimde güçlük çekmelerine neden olmaktadır.

İşitme kaybı erken dönemde müdahale edilmediğinde, çocukların çevrelerinden aldıkları işitsel girdileri sınırlandırdığı için, ilerleyen yaşlarda dil öğrenimini zorlaştırır; bu durum hem kelime dağarcığını hem de dil kurallarını anlama becerisini etkiler. Daha kısa ve basit yapılı cümleler kurma, uygun olmayan ekler kullanma, sözcük çeşitliliğinin az olması, mecazi ve soyut anlama ve kullanımda sınırlılık, iletişime geçmede isteksizlik ve yetersizlik görülebilecek belirtilerdir.

İşitme kaybı, çocukların dil gelişiminde önemli zorluklar yaratmaktadır. Erken dönemde işitsel uyaranı alamayan işitme kayıplı bir çocuk, alıcı dil becerilerini geliştirememekte, bununla birlikte ifade etmede de problemler yaşamaktadır. Dil becerilerinin aksaması sosyal etkileşimlerini de olumsuz etkilemektedir. Arkadaşlarıyla oyun oynama ve grup etkinliklerine katılma gibi sosyal becerilerde kısıtlamalara yol açmaktadır. Ayrıca, seslerin ve kelimelerin doğru bir şekilde telaffuz edilememesi, çocuğun öz güvenini de olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Ancak erken müdahale ile bu olumsuz etkiler en aza indirilmektedir. Erken tanı ve uygun destekle, işitme kaybı olan çocuklar dil becerilerini geliştirme fırsatı bulabilirler.

Moeller (2000), işitme kayıplı çocukların erken müdahaleyle başladıkları yaşı ile beş yaşındaki dil becerileri arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Erken ve uzun süre eğitim alan çocuklar, kısa süre eğitim alanlara göre dil testlerinde daha yüksek puanlar almıştır. İlk 11 ay içinde eğitime başlayan çocukların dil becerileri, geç başlayanlara göre daha iyi durumdadır.

Aile Katılımı

Çocuklar dili öğrenirken en çok ailesiyle etkileşim halindedir. Dolayısıyla aile, çocuğun dili öğrenmesinde etkili olan önemli bir faktördür. İşitme kayıplı bireyin bireysel seanslarına ailenin katılımı gereklidir. Ebeveynlerin seans sürecinde eğitmenin çocukla kurduğu iletişimi, çocuğa karşı olan yaklaşımını ve yapılan faaliyetleri gözlemlemesi gereklidir. Bununla birlikte seansta aktif rol almaları günlük yaşamda desteklemelerini kolaylaştıracaktır. Eğitmenin ev ortamı için verdiği önerileri göz önünde bulundurarak, seans gözlemlerini ev ortamında uygulaması, çocuğun doğal ortamda işitsel girdi alması ve günlük yaşama entegre edebilmesi açısından önemlidir.

Ebeveynler tarafından günlük yaşamda erken dönem dil becerilerinin desteklenmesi, işitme kayıplı çocukların bireysel seansta öğrendiklerini genelleyebilmesi açısından önemlidir. Ebeveynler günlük yaşam rutinlerinde şu noktalara dikkat edebilirler:

  • Ebeveynler erken dönemde çocuklarıyla iletişime geçerken basit ve anlaşılır bir dil kullanmalıdır. Çocuğun gelişim seviyesine uygun olacak şekilde “Topu al”,” Su ver”,” Bana kediyi göster” gibi ifadeler, çocuğun ebeveynin dudağını görmeyecek pozisyonda, sadece cihazını aktif kullanmasını sağlayacak şekilde iletilmelidir.
  • Çocuğun bakım rutinleri içinde yemek yerken; bebeklik döneminde “ham ham” gibi ses taklitleri ile, masada yemek yerken “Ekmeği ver”, “Tabağındaki yemeği bitir” gibi ifadelerle desteklenebilir. Uykuya geçiş rutinlerinde “Pijamanı al”,” Kitap okuyalım”,” Kitabını seç” gibi ifadelerle desteklenebilir.
  • Dış mekanlarda çocuğun cihazına yakın mesafede durarak “Parka gidiyoruz”, “Arabaya dikkat et”,” Kumda arabayla oynuyoruz” gibi ifadelerle desteklenebilir
  • Ebeveyn çocuğuyla birlikte oyun oynarken “Büyük arabayı yıka”,” Kediye süt ver” gibi ifadelerin yanında “Sıra bende, ben ne yapayım?” diyerek çocuğun kendisine yönerge vermesini sağlayabilir. Böylelikle karşılıklı iletişim ve etkileşim içinde oyunlar oynanırken çocuğun alıcı ve ifade edici dili desteklenmiş olur.

Bu zaman dilimlerinde yapılan etkileşimler, öğrenme için gerekli doğal ortamı sağlar. Günlük rutinler, dil öğrenimi için harika fırsatlar sunan etkinliklerdir.

Çocuğumun İşitmesinde Problem Olduğunu Nasıl Gözlemleyebilirim?

Her çocuğun gelişim serüveninde belli bir sırayla deneyimlediği gelişim basamakları vardır. İşitme kayıplı çocuklar işitsel girdilerde problem yaşamaları nedeniyle gelişim sürecindeki bazı becerileri daha geç kazanmaktadır. Bu durum gelişim alanlarını olumsuz etkilemektedir.

İşitme kayıplı çocukların gelişimindeki aksamaları fark etmek mümkündür. Bunun için çocuğun gösterdiği belirtileri gözlemlemek önemlidir.  Çocuğun aşağıdaki tabloda sıralanan davranışları göstermemesi işitme kaybının erken teşhisi için çok önemlidir. (ASHB, 2014)

Tablo 1. Aylara göre çocuğunuzdan bekleyeceğiniz davranışlar (ASHB, 2014)

0-2 aylık bebekler

·       Gürültülü ortamda uyanır.

·       Annesini görmese de sesine gülerek ya da ağlayarak tepki verir.

·       Normal tondaki müzik sesine tepki verir.

3-4 aylık bebekler

·       Gürültülü ortamda uyanır.

·       İlginç seslere başını çevirir.

·       Yalnızken kendi kendine mırıldanır.

·       Yüz yüze iletişim kurulduğunda gülerek ya da ses çıkararak tepki verir.

5-6 aylık bebekler

·       Gürültü ve konuşma sesinden uyanır.

·       Annesini görmese bile, annesinin sesinin geldiği yöne başını çevirir.

·       Yanı başındaki kişilerin konuşmalarını fark eder.

·       İlginç seslere başını çevirerek tepki verir.

·       Kendisine seslenen kişiyi görmese de ses çıkararak tepki verir.

7-8 aylık bebekler

·       Herhangi bir ses duyduğunda kolayca uyanır.

·       Çıngırak, zil gibi ses çıkaran oyuncaklara ilgi duyar.

·       Kendi kendine mırıldanırken farklı ses tonları kullanır.

·       “ba-ba”, “da-da” gibi hece seslerini çıkarır.

9-10 aylık bebekler

·       Herhangi bir ses duyduğunda kolayca uyanır.

·       Değişik sesleri taklit edebilir.

11-12 aylık bebekler

·       Konuşma sesi, kağıt hışırtısı gibi seslerden kolayca uyanır.

·       Konuşan kişiyi görmese bile, onu fark ettiğini belli eden davranışlarda bulunur.

·       Bir-iki kelimeyi yerinde ve anlaşılır şekilde söyler.

·       Yalnızken kendi kendine değişik sesler, heceler, kelimeye benzer sesler çıkararak konuşur.

·       Bilinçli olarak “anne ve baba” sözcüklerini söyleyebilir.

·       Çok ileri derecede işitme kaybı olan bebekler sadece görme alanları içindeki nesne ve olaylarla ilgilenirler.

·       İşitme engelli bebeklerde yaklaşık 9. aydan sonra ilk dönemlerde gözlenen konuşma sesleri kaybolur, taklitler ortadan kalkar, ses kaynağına yönelme davranışı görülmez.

12-18 aylık bebekler

·       Herhangi bir işaret kullanmadan, yaklaşık 1 metre uzaklıktan verilen emirleri anlar (“bardağı al” gibi).

·       Birkaç kelimeyi anlaşılır şekilde yerinde kullanır.

·       Bildiği hayvan seslerini taklit edebilir.

·       “Nerede” ile başlayan sorulara başını o yöne çevirerek ya da eliyle işaret ederek cevap verir.

2 yaşındaki çocuklar

·       Yaklaşık 4 – 6 metre uzaklıktan çağrıldığında tepki verir.

·       Bildiği kelimelerle basit cümleler kurar.

·       Araba sesi gibi dış sesleri fark eder.

·       İsteklerini konuşarak ifade eder.

·       Oyun sırasında arkadaşları ile konuşarak iletişim kurar.

3-11 yaş arasındaki çocuklarda, aşağıda belirtilen sorunlardan bir ya da birkaç tanesi görülüyorsa işitme kaybından şüphelenebiliriz. (ASHB, 2014)

  • Özellikle kış aylarında tekrarlayan orta kulak iltihabı.
  • Sık tekrarlayan kulak ağrısı ve kulağın tıkanması.
  • Konuşan kişiye yakın olma ya da yüzünü görmeyi isteme.
  • Sesin geldiği yöne doğru yönelmede güçlük.
  • Televizyonu ya da radyoyu yakın mesafeden dinleme ve sesini normalden fazla açmayı isteme.
  • Kendine yöneltilen konuşmalara geç tepki verme veya birkaç kez tekrar ettirme.
  • “Bardağı getir” gibi komutları anlamamış gibi görünme.
  • Konuşmada ritim, ton ve vurgu gibi özelliklerin olmaması (monoton konuşma).
  • Konuşurken bazı harfleri söylememe.
  • Konuşmanın düzgün ve akıcı olmaması.
  • Çok fazla suskunluk gözlenmesi.
  • Gürültülü ortamlarda konuşmaları anlamama.
  • Okunan hikayeleri takip edememe.
  • Dikkati verememe veya dikkat süresinin çok kısa olması.
  • Grup içinde bulunmaktan rahatsızlık duyma veya yetişkin yardımına ihtiyaç duyma.
  • Okul başarısında düşme, okumada güçlük, okuma sırasında kelime atlama ve bazı sesleri birbirleri ile birleştirerek çıkaramama.

Eğer çocuğunuz kendi yaş grubuna uygun yukarda belirtilen davranışları göstermiyorsa en yakın sağlık kuruluşuna ve varsa bir kulak burun boğaz uzmanına başvurulması gerekmektedir. Kulak burun boğaz uzmanı tarafından muayene edildikten sonra hastanın uygun yaş dönemine göre odyolojik testleri yapılmalıdır.

Kaynakça

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı (ASHB). (2014). Aile Eğitim Rehberi İşitme Engelli Çocuklar. Ankara

Kılıç, M. (2020). İşitme Kayıplı Çocukların Dil Gelişimlerinin Desteklenmesine Yönelik Aile Gereksinimlerinin Belirlenmesi. Yüksek Lisans Tezi, Anadolu Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eskişehir

Köroğlu, B.İ. (2022). İşitme Kayıplı Bireylerde Eğitim: İşitsel-Sözel Terapi Yöntemi. Alanyazın. 3(2), 211-225.

Moeller, M. P. (2000). Early intervention and language development in children who are deaf and hard of hearing. American Academy of Pediatrics, 106(3), 1-11.

Turan, Z., Koca, A., Uzuner, Y. (2019). İşitme Kayıplı Çocuğu Olan Bir Annenin Aile Eğitimi Sürecinin İncelenmesi. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Özel Eğitim Dergisi, 20(1), 93-117.

Sohbet penceresi aç
1
Canlı Destek
Merhaba,
Nasıl yardımcı olabiliriz?