İşitme kayıpları ve sorunları başta konuşma bozuklukları olmak üzere, birbiriyle ilintili çok sayıda komplike ve yıkıcı sonuçlara yol açabilir.İşte bu nedenle ebeveynlerin çocuklarında sonradan gelişebilen işitme kayıplarını ivedilikle fark etmesi fazlasıyla değerlidir.

Öncelikle ülkemizde yeni doğan her bebeğe doğumdan 48 saat sonra işitme testi yapılmaktadır. Fakat bazı hastalıklar ya da travmalar, işitme testlerini başarıyla geçmiş bebeklerin ebeveynlerinde, çok özel durumlarda işitme kaybı oluşabileceğini akla getirmemektedir! Oysa işitme kaybı veya sorunu olan bebekler çok güçlü işaretler vermektedir.

Yenidoğan tarama programları dahilinde ülkemizde de, dünyaya gelen her bebeğe yeni doğan işitme tarama testi yapılarak, doğumsal işitme kaybı olan bebekler, erken teşhisle tanılanmaktadır. Ancak bazı özel durumlarda çocuklarda işitme kaybı gizli kalabilmektedir.

Tıpkı akranları gibi olağan seyrinde yaşam yolculuğuna devam eden çocukların ebeveynleri için bazı özel durumlar “işitme kaybı oluşma ihtimali” yönünden sorgulanmayı gerektirebilir!

İşitme kaybı olan bebekler bütün bebeklerle aynı tepkileri verirler, onlar gibi güler onlar gibi ağlarlar. Bu da erken dönemde onların işitme sorunlarının gözden kaçmasına sebep olur.

İşitme kaybına bağlı olarak gelişen dil ve konuşma problemleri Bursa’da, Odyomed’in deneyimli, odyolojinin farklı alanlarında uzmanlaşmış kadrosunca, zaman zaman doktorların da desteği ve konsültasyonlarıyla tedaviye yönelik rehabilite edilmektedir.

Trizomi 21, ya da yaygın ve çok bilinen adıyla Down Sendromu, binde 1 görülebilen, doğumsal bir anomali. +1 fark bu çocukları, çok daha özenle korumayı, rehabilite etmeyi zorunlu kılıyor.

Yukarıda yer alan bu soru, işitme problemi olan bebek ya da çocukların ebeveynlerinin, sıkça yönelttikleri suallerden biri. Fakat bu soruyu şöyle düzenlemek gerekiyor; “Tıpta kesin hiçbir şey yoktur. Kesin kelimesi bilimde pek de kullanılmaz!” Bu nedenle soruyu; “Bebeklik çağı işitme kayıplarının tedavisine hangi bakış açısıyla yaklaşmalıyız” yönünde tartışmak çok daha doğrudur!

Konuşma, kendini anlatma, öğrenme ve zihin becerilerini geliştirme açısından önemli bir alandır. İnsanın okul ve iş hayatında başarısını/başarısızlığını belirleyen etmenlerden de biridir.

Kısaca KSB olarak tanımlanan Konuşma Sesi Bozuklukları, bir bireyin sosyalleşmesinde, çevresiyle iletişim kurabilmesinde en önemli becerisi olan konuşma seslerinin üretilmesinde yaşanan sorunları ifade etmektedir.